KİTAP 35 # BİR PERİŞANLIK HALİ - MEHMET ANIL



BİR PERİŞANLIK HALİ

Mehmet Anıl

Can Yayınları
1.Baskı Aralık 2013

Tür: Roman/Hukuk
238 Sayfa

       Biliyorsunuz ki Can Yayınları her sene yaptığı 5 TL'lik kitaplar kampanyası ile gönülleri fethetmese de en azından bir sempati topluyor. ( Bu okur millletini memnun etmek zor iş azizim. ) Bir Perişanlık Hali de bu kampanyaya dahil kitaplardan biriydi. Mehmet Anıl'ı daha önce hiç okumamıştım. 2001 yılından itibaren edebiyatla aktif olarak ilgilenen yazar Pembe Otobüs adlı romanıyla da Yunus Nadi Roman ödülünü kazanmış.

       Peki ben bu kitabı neden aldım? Biliyorum nedenini merak etmediğinizi. İzninizle ben yine de anlatmak istiyorum. Kitabı aldım çünkü kitabın arka kapağını okuyup, içini biraz karıştırdığımda kitabın hukuki arkaplanda cezaevine düşmüş bir suçlunun Perişanlık Hali'ni işlediğini gördüm. Bir hukukçu olarak haliyle ilgimi çekti. Her film yahut dizide yapılan hukuki hataları ve açıkları arayan ben yine kötüniyetli üçüncü kişi olarak bu kitapta da acaba ne gibi yanlışlar bulurum hevesiyle kitaba dört elle sarıldım. Aldığım an itibariyle bir köşeye çöküp okumaya başladım. Ancak bulamadım. Bulamadığıma da sevindim ve kitabı büyük bir mutlulukla okudum. Av. Murat Moralı'nın hukuki danışmanlığı ve yazarın psikolog eşi Melda D. Anıl'ın katkısıyla kitap gerek hukuki açıdan gerekse karakterlerin derin psikolojik hallerini kurgulama açısından gayet başarılıydı.

''Sırf Kahramanların değil, Kaybedenlerin de hikayesi yazılsın!''

      Yukarıdaki şiarla yola çıkan yazar kitapta adı üstünde bir Perişanlık Hali'ni ele almış. Harun Gülmez adındaki karakterimiz aile fırınını işleten gariban, saf bir bekar Anadolu çocuğu. Sevgilisi ise uyanık, kentli ve çekici bir kadın üstelik daha önceki evliliğinden küçük bir kızı var. Harun küçük kıza da tabiri caizse babalık yapıyor. Sevgilisi Zuhal işteyken küçük kızın beslenmesinden, giyinmesine, altının temizlenmesinden banyosuna kadar her şeyi ile ilgileniyor. Tabi bu arada Zuhal kendi evinden Harun ise anne ve babasının evinde yaşıyor. Harun'un ailesi bu ilişkinin farkında ve bu ilişkiye en başından itibaren karşılar..

      Bir gün Harun Gülmez birlikte yaşadığı anne ve babasının evinin çalan kapısını açtığında karşısında polisi buluyor ve ne olduğunu anlamadan apar topar emniyete götürülüyor. Götürüldüğü emniyette bir de ne öğrensin? Sevgilisi Zuhal 4 yaşındaki küçük kızının Harun tarafından cinsel tacize uğradığı iddiasıyla Harun hakkında suç duyurusunda bulunmuş. Akabinde Harun kendini bu sefer soğuk demirlerin arka tarafında yani cevzaevinde buluyor.

      Bir Perişanlık Hali, Harun'un cezaevindeki haliyle başlıyor ve olaylar geriye-ileriye dönük olarak işlenerek okur serüvene dahil ediliyor. Harun gerçekten suçlu mu, pedofil mi değil mi? Zuhal iftira mı atıyor yoksa iddiasında haklı mı yahut yanılgı içinde mi? Bu süreçlere dair ipucu yakalamaya çalışan bizler bir yandan da Harun'un cezaevinde en kötü ve pis işleri yapan şamaroğlanı konumundan, ağır psikolojik baskı ile girdiği suçluluk psikolojisi sonucu günahlarının affedilmesi için sığındığı dine nasıl bağlandığını ve koğuşta pedofil bir sapıktan nasıl saygıyla karşılanan bir ermiş seviyesine çıktığını görüyoruz. Borderline kişilik bozukluğuna yakalanan Harun'un sınırlarda gezinen psikolojisi başarıyla okura yansıtılırken, hukukun sınırlarının da delik deşik edilip edilmediği farklı bir boyutta sorgulanıyor. (Evet farklı bir boyutta cidden, bildiğiniz bir melek Harun Gülmez'in hakimesini sorguluyor.)

       Kitapta en çok hoşuma giden, yargılamalar sırasında çocukların konumu ve yargılamaya katılımlarında dikkat edilmesi gerekenler hakkında verilen öğretici bilgiler oldu. Zira Çocuk Hakları konusunda maalesef çok da ileri olmayan ülkemizde bazı temel bilinmesi gerekenler dahi bilinmiyor, yargılamalar sırasında bulundurulması gereken uzmanlar bulundurulmuyor ve hatta yapılmaması kati olan işlemler yapılabiliyor. Bu hususa izninizle az da olsa değinmek istiyorum.

BURAYA DİKKAT LÜTFEN ;

       Barodaki avukat meslektaşlarımızın verdiği bilgilerden çocukların gerek fiziki gerek cinsel gerek ekonomik ve duygusal şiddet ve istismara fazlaca maruz kaldığını biliyoruz. Ancak bunu ne dereceye kadar tespit edebiliyoruz?
      Kitapta cinsel istismar işlenmiş. Benim de özellikle değinmek istediğim ve her ailenin çocuklarını koruması adına bilmesi gerektiğine inandığım bazı noktalar var:

        Öncelikle çocuk istismarı tipleri arasında saptanması en zor olan ve çoğunlukla gizli kalan istismar, çocuğun cinsel istismarıdır. Şiddet içermesi gerekmez. Bu hususta bazı hatalı ve eksik bilgiler var, birkaç örnek vermek gerekirse;

-Çocuklar bu konuda hikaye uydururlar.
-Uslu, açıkgöz, akıllı olmaları istenilirse korunmuş olurlar.
-Şüpheli yabancılardan uzak durmalıdırlar.                                                  
-Parklar, umumi tuvaletler, boş sokaklar hele karanlıklar tehlikelidir.
-Kadınlar Çocuklara cinsel istismarda bulunmazlar.

        Bunlar yukarıda da bahsettiğim gibi yanlış veya eksik bilinenlerdir. Çoğunlukla ebebeyni boş bir güvenlik algısına sürüklerler. Gerçekler ise çok daha farklıdır.

-İstismar konsunda hikaye uyduran çocuklar çok azdır.
-Çocukların görünüşleri ya da davranışları istismara neden olmaz.
-İstismarcılar %80-95 çocuğun tanıdığı kişilerdir.
-Olay genellikle çocuğun çevresinde ve bildiği mekanlarda gerçekleşir.*

         Adli tıp dersimizde ve Baro'da aldığımız derslerde sıklıkla üzerinde durulan bu nüanslara burada da hazır konu denk gelmişken faydalı olması, en azından etrafımızda bu suça maruz kalan mağdur çocuklarımız varsa tespit edilebilmesi açısından yer vermek istedim. Çocukların bu hususlarda söylediklerine önem verilmeli, en azından takibe alınmalı, kulak arkası edilmemelidir.Çünkü çocuklar bu konuda kolay kolay yalan söylemezler. Ha ayrıca cinsel istismarın failinin ille de pedofili hastası olması gerekmez.

          Yargılama sırasında ise en çok rastlanılan, muhakemeyi kötü etkileyen olumsuzluklar ise; çocuklara yönlendirici sorular sorulması ve yargılama esnasında gerekli pedagog gibi uzmanların ya hiç olmaması yahut etkin olmamasıdır. Öncelikle akılda olmalıdır ki çocukların cinsel istismarlarda kullandığı dil, büyüklerin kullandığı dilden çok daha farklıdır. Bu yüzden bir çocuğun yönlendirilip yönlendirilmediği verdiği cevaplardan, kullandığı betimlemelerden ve kelimelerden anlaşılabilir. Ayrıca mahkemelerde çocukların kendilerini rahat ve güvende hissetmelerini sağlayacak ortam oluşturulmalıdır ki çocuk baskı yahut korkuyla ya da tam tersi büyüklerini memnun etmek amacıyla kaytarıcı cevaplar vermesin. İşte bu noktada yargılama esnasında uzmanların olması çok çok önemlidir.

           Kamu Spotu'ndan sonra kitaba geri dönersek; kitabın merakınızı sürekli canlı tuttuğunu söyleyebilirim. Şahsen ben muhakeme süreci de dahil kitabı büyük bir ilgiyle okudum.Yazarın akıcı,  kendine has kalemini, yaptığı detaylı psikolojik tahlilleri, kişilerin içinde bulundukları çelişkileri, sosyal çıkmazları, adalet, sevgi kavramlarını etraflıca sorgulayışını çok beğendim. Kitabı içtenlikle tavsiye ederim.

            Son olarak Çocuk Hakları'na hak ettiği önemin verildiği, Çocuk İzleme Merkezlerinin ** her şehirde olduğu, her şeyden öte çocuklarımızın ve ebebeynlerin huzur ve güven içinde yaşadığı, bir çocuğun en büyük derdinin şekerini yere düşürmesi olduğu, toplumsal olarak bu tarz lanet edilesi suç tiplerinin sonsuza dek ortadan kalktığı bir ülkeye, bir dünyaya kavuşmak dileğiyle yazımı bitiriyorum. Keyifli okumalar dilerim.

* Adli tıp ders notlarımdan ve Abem'deki derslerden alıntılar içerir.
**Çocuk İzleme Merkezleri için detaylı bilgiyi buraya tıklayarak alabilirsiniz.

Yorumlar

  1. Henuz yolun basinda okulu yeni bitirmis bir hukuk ogrencisi olarak, en onemlisi alti yildir cocuklarla cesitli ugraslarda bulunmus biri olarak yaziniza hayran kaldim… Iyi okumalar ve basarilar dilerim!!!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Oo bir meslektasimi gormek ne kadar sevindirdi beni :) begenmenize cok sevindim, arada alanimizla ilgili ve hassas konular olunca elimden geldigince bir iki bir bilgi paylasmaya calisiyorum, boyle tesvik edici yorumlar gorunce ayrica cok mutlu oluyorum :) Cok tesekkur ederim, iyi okumalar ve okul sonrasi hukuk hayatinizda adaletli, hakkaniyetli, azimli ve basarili, her seyden ote ise umutlu olmaya devam etmenizi diliyorum ;)

      Sil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

KİTAP 15 # SİLO - HUGH HOWEY

KİTAP 3 # MACERA TÜNELİ 4- UZAY DIŞINDA YOLCULUK- EDWARD PACKARD

KİTAP 10 # BİR CEZA AVUKATININ ANILARI - Av. Prof. Dr. FARUK EREM